Ana içeriğe atla

Yeniliyorum

Yalnız başıma yürüyorum ışıklı kaldırımda. Omuzuma kadar sigara, mideme kadar şarap kokuyorum. Ben o soğukta duran; yalnızlaşıyorum, yaşlanıyorum. Her adımım da bir yaş daha yaşlanıyorum. Telefonumda bir numara arıyorum. Hadi gidiyoruz, al bütün paranı. Her adımımda biraz daha korkuyorum. Her adımımda biraz daha...

Nizamiyenin önünden geçerken asker yalpalayan ayaklarıma bakıyor. Alt dudağımı ısırıyorum. Neden yürüyorum bu yolda? Neden bu hayatı bu kadar boktan yaşıyorum? Bir adım daha yaklaşıyorum sona. Ağlasam hıçkıra hıçkıra rahatlarım belki. Ağlayamıyorum. Kesik kesik nefes alıyorum. Dizlerimi dövüyorum. Yalpalıyorum.

Korkumu yenmek için çaba harcıyorum. Sadece bir cümle kurabilmek için kendimi yiyorum: Hadi gidiyoruz. Tüm bu boktanlığın içinde kulaç atıyorum. Karanlık sokağın içinde hapishaname bir adım daha atıyorum. Işığı gizlemelerine izin veriyorum. Yeniliyorum. Her anahtarı çevirdiğimde tekrara yeniliyorum.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kukla

 Yıllar sonra kadim dostum -1 yıl 5 ay 17 gün sonra- tekrar yazıyorum sana. Gözlerim sağır ve kulaklarım kör. Yoksa katlanamazdım bütün bunlara. Ben ve kukla; kukla ben. Tabula Rasa: İnsan kendine yarayacak bütün bilgiyle doğar. Yanılıyorlar, insan kendine yetecek bütün iyilikle doğar. İyilik meleği ben. Sana kendimi anlatmak için değil, kendimi dinlemek için buradayım. Ben, kukla ben. İyilikle dolu olduğum için kötü bir kukla şovunun en kötü figüranı oldum. Ondandır ilk yazdıklarım. İnsanlığın ilk öğretisi kendi yararına olanı seçmekti. Ben ise karşımda duranın yararını seçtim. Çünkü ben iyi bir insandım ve karşımda duranın üzülmesini istemezdim. Tüm o karşıda duranlar, bunu fark ettiklerinde harekete geçtiler. Artık Sleepandbeer bir kukla ve onların emrinde. İstedikleri her şeyi yaptım. Sorguladım, düşündüm, sinirlendim ama vazgeçemedim huyumdan. Bir işe girdim. Çoğu erkeğin hayatında yapmak istediği mesleği yapıyorum. Dünya'nın en rahat mesleklerinden bir tanesi. Beni tanıyo...

Karalama

Bağlanamıyorum. Ne içkiye ne kadınlara. Bağlanabildiğim zamanlardan kalma sadece sigaram var. O da olmasa... İnsanlardan çok şey beklemiyorum. Yalnız bıraksınlar beni. Olabildiğince yalnız. Dolabın kapağını hiç açmasınlar. Adımı ölene kadar hatırlamasınlar. Gelecekte ne yapacağını bilemeyen her insan kadar Bukowski'yim. Kafamda onlarca cevap var ama hiç biri bana göre değil. Bana göre nedir oda belli değil. Yalnız kalmayı saymıyorum. Müzik, sigaram ve ben gerisi hiçte iyi değil. İçi boş insanlar dışlarına ne kadar çok şey takmışlar. Bana hep komik görünüyorlar. Bazıları güzeller. Bazıları bakmayacağım kadar güzeller. Ama yanlarına gidince içlerindeki boşluğa bütün masayı sığdırabiliyorum. Bana bakıyorlar. Ucube gibi hissediyorum. Yalnışlıkla baktıklarını düşünüyorum.

Korkmak

Bütün hayatım boyunca birşeylerden korkmak zorunda bırakıldım. Öyle bir korku ki; damarlarıma kadar işlemiş, anlamını yitirmiş, boyun eğdirmiş. Ne yaparsam yapayım iki kere düşündürdü bu korku, tedbir aldırdı. Koyunlaştırdı bir nevi. Sen de bir düşünsene yaşantını. Korktukların olmasa evinde oturur muydun ? Derslere yetiştir miydin? Babam ne der, sınıfta kalır mıyım, komşu teyzeler konuşur, kanunlara aykırı mıdır, ahlaka uygun mudur? Yenebilseydim korkumu, kaçardım. En yüksek dağlara çıkar, en tenha yerlere giderdim. Köprü altlarında yaşardım. Ama yok hala korkuyorum. Neden korktuğumu da bilmiyorum. Dizginliyor beni, insan içinde tutuyor belkide. Keşke diyebilsem; korkma, kaç, kurtulursun. Seri üretim insanlardan yakanı kurtarırsın. İnsanların pislikle doldurduğu dünyada nefes alırsın. İnsanlar kirletmedi dünyayı pisliğe boğdu. Kir kabul edilir pislik asla! Geri dönüşü yoktur. Pislenmişlikten kaç diyebilsem keşke. Ama yok hala korkuyorum. Bir pislik yığınının içinde oturmuş düş...