Ana içeriğe atla

Bundan Sonrası Biraz Kız Muhabbeti -forever alone-

Bütün gün Büşra'yı izledim bugün. Yattım sıraya tam karşımda oturuyodu. Sürekli mesaj atıyor birine yada birilerine. Ama gelen mesajlara hiç tepki vermiyor. İlgilendiği bir çocuk olsa da ya da onunla ilgilenen elbet gelen mesajlardan birine gülümserdi.

Geç uyuduğumdan hiç keyfim yoktu gidip yanına konuşmadım. Zaten konuşurken yavaş yavaş konuşuyodum kesin sıkardım yada Dilan'a yaptığım gibi saçmayabilirdim. Hala online yazsam yine uzun uzun konuşuruzda hiç yazasım yok. Onu izlerken 3 saniye içinde birinden hoşlanabildiğime kendimi inandırma yetimi test ettim yine. Hızması ve gülüşü çok tatlı lan onu fark ediyorum. Aradığım birinden hoşlanmak değilde ilgi.

Sınıf çok boka sardı bugün yapılan hiçbir muhabbetten zevk almadım. Sınıfta bir sürü kız olmasından ötürü dedikodu gırla. Kendini güzel sanan şişman kız modelininde var bir tane ismi Eda. Muammerle ilgileniyor. Başta bana sardı, Call of Duty oynuyomuş falan onunla bile ilgilenmedim. Call of Duty'yi bilen her kıza yazabilirim diye düşünüyodum olmuyormuş. Ama Buğçe gibi Tom Rider oynayanı çıkarsa tekrar oturup bütün gün Tom Rider oynayabilirim ya da Simay gibi God of War için vizeye girmeyen.

Eda dediğim kız gıcığın teki sürekli konuşup hiçbir şey anlatmayan tiplerden. En yakın arkadaşları bile kızdan soğumuş sınıftan. Böyle olunca herkes bu kızı konuşuyo. Ceren, Büşra Ç, Ayşegül, Dicle, Didem, muammer, Fatih, Okan... Takıldığım ve konuştuğum herkes yani. Bugün sordular neden sessizsin diye. Uykum var ve Eda muhabbetinden sıkıldım dedim. Muammer ve Fatih bozuldu. Sürekli aynı şeyden konuşmak beni sıkar dedim. Birşeyler gevelediler bende bu adamlarla uzun süre birlikte olacağım için çevirdim hemen. Sınıfta bu kadar çok kız varken olması doğal dedim. Hele bide güzellik seviyesi yüksek olsa hiç çekilmezdi. Fatih sınıfta güzel kız yok ki dedi. Aklımdan Büşra geçiyodu. Tamam gördüğüm en güzel kız değil dedim Fatih'e hak verdim yoksa ağzına sıçabilirdim.

Dilan'a söylediklerim için kendime kızarken kitap okuyordum. Kayra evi tuttu zenciyle zihinsel ölümüne gidiyor. O sayfaları okurken benim zihnim öldü. SleepandBeer'ı dışarıdan izliyordum. Bir an önce eve gidip uyumak için izban merdivenlerini üçer beşer çıkarken düşüyordum hatta. Eve geldim ve uyudum hala yavaş yavaş konuşuyorum birileriyle. Emreye canımın sıkkın olduğu belli etmemek için rol yaptım telefonda. Sanırsam depresyona girme arifesindeyim, meşgale bulmalı ya da uyumalıyım!

Sevgilerle,
SleepandBeer

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yalnızlık: İşte benim dinim bu

Babamın bağırmasıyla uyandım sabah. Çiftlikte ki horozum olsaydı babam hiç düşünmez, keser ve yerdim. İlk dersin saati çoktan geçmişti. Koşmak için çok geçti. Gömleğimi özenle seçtim. Onun altına beyaz bir t-shirt. Gri kotumu da giydikten sonra saçlarımı topladım. O kadar özenle tokayı geçirdim ki saçlarıma, bir teli kopsa bütün büyüsünü bozacaktım sanki günün. Bolca parfüm sıktım ve dışarı çıktım. Sarnıç durağından İzban'a binip o kadar yol almak artık yormamaya başlamıştı beni. Liseye ilk başladığımda çok farklıydım. Saçlarımı çok kısa kestirir gömleğimi içime sokardım. Okulun hırkasının yakaları hep omuzlarımdan düşerdi. Salaşlığın bir tanımı yoksa, o günlerde bendim. Okulumuz düz lisenin binasının 1.5 katına kurulmuş bir anadolu lisesiydi. Zerre sevmezdim. İlk günlerde ben ve sivilcelerim birinden hoşlanmaya başladı. Düz lisenin en popüler kızlarından biri. Benim neyimeydi ona bakmak. Bana bakıp gülmeye başladıklarında o tarafa bakmamam gerektiğine kanaat getirmem çok sürm...

Bende anlatırım aşk acımı

Yaz ayları, hava gayet sıcak. Dışarıdan görünmemek için de çadırın penceresi kapalı. Derin derin nefes alıyorum. Yarı çıplağım. Her defasında ortamda ki toprağın ve onun parfümünün kokusunu koklamak için daha derin nefes alıyorum. Her nefes alışım onun yanında; yeni bir gün, yeni bir sevinç. Tek kişilik bir yataktayız. Altımızda köpek patileriyle kirlenmiş bir çarşaf var. Ters yüz yaparak kirliliğini örtmeye çalışmışım. Yatağın yanında kıyafetlerim sıralı. Herşey bir birine karışmış durumda. Yatağın hemen yanında yazın başında bana verdiği iskambil kartları serili. 6 ve 2 numaraları eksik. Kartların kırmızılığı bana göz kırpan papaza karışıyor. O ise; göğsümde yarı çıplak uyuyor. "Hem göğsümde hem göğüs kafesimin içinde". Her kalp atışı beni gerçeklikten biraz daha uzaklaştırırken, o andan kopmak istemiyorum. Sadece o anı yaşamak ve saati bulan orospu çocuğuna küfretmek istemiyorum. Eğer aşk diye bir şey varsa dünyada işte budur diyorum. Bunları ona ve bütün dünyaya sadece ne...

İnsanlar

İnsanlar bu kadar boş şeylerle uğraşmak için çabalıyorlar sanırım. Tek yaptıkları şey başkaları hakkında konuşmak ve gülmek. İlk cinayetimi bu boşluğa bıçağımı saplayarak işleyeceğim sanırsam.