Mutlu olmakla ilgili bir yazı yazacaktım. Yaşadığım her şey gibi o da yarım kaldı. Hayallerim parçalandı, tamamlayamadım. İçimde biri 'mutlu ol' diye bağırırken ve ben bu sesi kalbimde hissederken, hedefini şaşırmayan bir suikastçi kalbimin tam ortasından vuruyordu onu. Her seferinde hemde. Önce bir ürperti, sonrası huzursuzluk.
-Kızın biri durmadan 'fotoğrafta çok masum çıkmışsın' diye tutturdu. He amina koyim masum çıkmışım!
-Susmayı çok denedim ama beceremedim.
-Saksonya deyince hala gülesim geliyor amına koyim!
-Yazacak çok şeyim var ama onları yazacak kapasitem hala yok. Nietzsche'nin bir sözüne istemsiz olarak güldüm. ' Sadece kendine yarayan şeylerden tat alır; yarama sınırı aşıldığı an beğenisi de biter, hoşlanması da... '
-Özgür kızlar geldi aklıma. Bana söyledikleri her cümleyi, inandıkları ve yanlış anladıkları her şeyi bulup önlerine atabilirim. Başkası olmak için kendilerini aramaktan vazgeçiyorlar. Hala yavşak bir gülümseme var suratlarında bana bakarken. İğreniyorum bu durumdan.
' Sakının rüzgara karşı tükürmekten. '
SexandWine
Yorumlar
Yorum Gönder