Ana içeriğe atla

Gerçek Mutluluk

Ben aşk dediğimiz duygunun tanımlanamayacağı taraftarıyım. Belirsiz olmayan ama tanımsız olan bir şey bu. Şimdilerde sikimden taşağıma kadar her şeye benzetildiği de göz önünde tutulduğunda yapılabilecek bütün tanımlar onu daha değersiz kılar. Lakin inkar edilemeyecek bir gerçek var ki devir hormon devri. Sıradanlar için. Kimlerin hormonları daha ağır basıyorsa onlar birlikte oluyorlar. Neresinden bakarsan bak çıkar ilişkisi işte. Erkek, soyunun devamı ve mükemmel insanı yaratmak için tenin büyüsüne kapılıyor (doğal gereksinimi de dahil edilebilir), kadınsa kadın olduğunu anlamak için birliktelik yaşıyor. Üstelik kadın için hormon devrinde parayla yaşıyorsan fiziksel görünümden çok çıkarın önemlidir. Doğada istemediğin kadar örneğine rastlayabilirsin. (bkz. 200 kilo+milyoner erkek ♥(!) 90-60-90 lolita)

Fikirsel olarak birbirine benzemeyen çiftlerin çoğu bugün birlikteler işte. Söylediğin gibi birbirlerini fiziksel olarak tamamlıyorlar. Mutluyum demeleri tamamen yalan. Hormon devrinde tek mutluluk sekstir.

Gerçek mutluluksa hayatla sevişmektir. Sonrasında içine boşalmak hayatın. Fikirsel olarak eşini bulup ' işte bu ' demektir. Ve o kadının güçlü ve sabırlı olduğunu ilk görüşte hissetmektir. Zira aşk böyle başlar ve bizim gibi insanlara ancak böyle insanlar tahammül eder. Nedeniyse çok basit. Bizler fiziksel olarak birilerine yetebiliriz ya da onlar bize yetebilir. Ama fikirlerimiz onları korkutur. Hormon devrinde fikirlerin bir önemi yoktur. Ancak bu devirden sıyrılanlar bizimle olabilirler. Sıradan olmayanlar.

Son olarak aşktan ve tutkudan kaçmanın yolu varsa biri bana da öğretsin. İllaki olsun istememizin sebebi doğa mı yoksa bilinçaltı mı?

Son olarak:
Özgür kızları biliyorsun. Hani her istediklerini özgürce yapmak isteyen, dün, onlarda olan bir kitabımı bana teslim ederken üstlerine acizlik çökmüştü resmen. Onları görmezden gelip sınıfıma giderken arkadan 'SexandWinee, niye bizi görmeden gidiyosun' gibi samimiyetsiz çağırışa yüzlerine bakmayarak yanıt verdim. Özgür kızlardan biri dersleri nedeniyle kitabı okuyamadığını ama listesine eklediğini ve kesin okuyacağını söyler nitelikte açıklamalar yaptı. 'Banane yarraaam' diyemedim. Diyebilirdim, demedim. Sonra başımı kaldırdım, önemli değil diyerek sınıfıma gittim. Özgür kızlar benden korkuyordu. Güldüm. Hasanın yanına gidip 'Naber yarraaam' dedim. Şaka lan şaka kitabı masaya atıp küfrettim.

Sevgiler
SexandWine

Yorumlar

  1. Ne güzel cümle olmuş lan "yarrraaam"

    Gerçek mutluluksa hayatla sevişmektir. Sonrasında içine boşalmak hayatın.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yalnızlık: İşte benim dinim bu

Babamın bağırmasıyla uyandım sabah. Çiftlikte ki horozum olsaydı babam hiç düşünmez, keser ve yerdim. İlk dersin saati çoktan geçmişti. Koşmak için çok geçti. Gömleğimi özenle seçtim. Onun altına beyaz bir t-shirt. Gri kotumu da giydikten sonra saçlarımı topladım. O kadar özenle tokayı geçirdim ki saçlarıma, bir teli kopsa bütün büyüsünü bozacaktım sanki günün. Bolca parfüm sıktım ve dışarı çıktım. Sarnıç durağından İzban'a binip o kadar yol almak artık yormamaya başlamıştı beni. Liseye ilk başladığımda çok farklıydım. Saçlarımı çok kısa kestirir gömleğimi içime sokardım. Okulun hırkasının yakaları hep omuzlarımdan düşerdi. Salaşlığın bir tanımı yoksa, o günlerde bendim. Okulumuz düz lisenin binasının 1.5 katına kurulmuş bir anadolu lisesiydi. Zerre sevmezdim. İlk günlerde ben ve sivilcelerim birinden hoşlanmaya başladı. Düz lisenin en popüler kızlarından biri. Benim neyimeydi ona bakmak. Bana bakıp gülmeye başladıklarında o tarafa bakmamam gerektiğine kanaat getirmem çok sürm...

Bende anlatırım aşk acımı

Yaz ayları, hava gayet sıcak. Dışarıdan görünmemek için de çadırın penceresi kapalı. Derin derin nefes alıyorum. Yarı çıplağım. Her defasında ortamda ki toprağın ve onun parfümünün kokusunu koklamak için daha derin nefes alıyorum. Her nefes alışım onun yanında; yeni bir gün, yeni bir sevinç. Tek kişilik bir yataktayız. Altımızda köpek patileriyle kirlenmiş bir çarşaf var. Ters yüz yaparak kirliliğini örtmeye çalışmışım. Yatağın yanında kıyafetlerim sıralı. Herşey bir birine karışmış durumda. Yatağın hemen yanında yazın başında bana verdiği iskambil kartları serili. 6 ve 2 numaraları eksik. Kartların kırmızılığı bana göz kırpan papaza karışıyor. O ise; göğsümde yarı çıplak uyuyor. "Hem göğsümde hem göğüs kafesimin içinde". Her kalp atışı beni gerçeklikten biraz daha uzaklaştırırken, o andan kopmak istemiyorum. Sadece o anı yaşamak ve saati bulan orospu çocuğuna küfretmek istemiyorum. Eğer aşk diye bir şey varsa dünyada işte budur diyorum. Bunları ona ve bütün dünyaya sadece ne...

İnsanlar

İnsanlar bu kadar boş şeylerle uğraşmak için çabalıyorlar sanırım. Tek yaptıkları şey başkaları hakkında konuşmak ve gülmek. İlk cinayetimi bu boşluğa bıçağımı saplayarak işleyeceğim sanırsam.